Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Nasa 3 astronotu uzaya bir görev için gönderecekmiş. Astronotlar arası sınav yapmışlar ve bu sınavı geçebilen 3 astronot bu görevi almayı hak edecekmiş. Sınav yapılmış. 1 Alman,1 İngiliz ve bizim Temel sınavı geçebilmiş. Bu astronotlar uzun yıllar gelemeyecekleri için, astronotlara yanlarında 60 kilogramlık özel eşya alabileceklerini söylemişler. Alman astronot 60 kg lık bir sarışın hatun istemiş. İngiliz de 60 kiloluk içki almış yanına. Temel de 60 kiloluk Uzun Samsun sigara sı almış yanına. Bu 3 astronot uzun yıllar sonra görevlerini yapıp dünyaya geri gelmişler. Uzay mekiğinden birer birer çıkıyorlarmış. Önce Alman çıkmış yanında sarışın hatun ve 1 tane de çocuk. Sonra İngiliz sağa sola sallana sallana sarhoş bir şekilde inmiş. Temel ise delirmiş ve manyak bir şekilde gözleri fır fır fır dönerek ağzında sigarayla çıkmış ve Allahını seven bana ateş versin demiş  :)
Resim
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istedi...
Resim
Nasreddin Hoca ‘ya kadılığı sırasında karşısına iki adam gelir. Davacı: -Ben bu adamdan  dava cıyım Kadı Efendi! Bana hakkımı vermiyor, diye şikayette bulunur. Adam öbürünü göstererek: -Bu adam hamallık yapıyor, odun taşıyordu. Bir ara sendeledi, sırtındaki odunlar yere düştü. Beni görünce yere düşen odunları sırtıma yüklememi istedi. Ben de yardım ettim. Odunları yükledikten sonra, bu zahmetime karşılık bana ne vereceğini sordum.  “Hiç”  dedi. Sonra o ücretini aldı, bana birşey vermedi. Bana söz verdiği  “Hiç hakkımı”  versin, der. Hoca adamı dikkatli dinler. -Doğru, haklısın! Şöyle yanıma yaklaş bakalım, der. Adam, para alacağım sevinciyle Hoca’ya yaklaşır. Hoca oturduğu minderin bir ucundan kaldırır. Adama sorar: -Minderin altında ne  görüyorsun? Adam: – Hiç!..  diye cevap verir. Hoca da cevabı yapıştırır: -Güzel! Al oradaki hiçi de, buradan çabucak uzaklaş. Hakkın kalmasın, der.
Resim
Ev telefonu faturası çok yüksek gelince, ev halkı toplanma ve bu olayı tartışma kararı alır. Baba: “Yahu bu korkunç bir fatura. Ben bu telefonu asla kullanmıyorum, hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum”,der. Anne: “Aynen ben de akşama kadar çalıştığım için bankada elimin altında telefon. Onu kullanıyorum. Ne ara kullanayım evdekini”, der Oğlan: “Vallahi ben de şirketimin bana verdiği cep telefonu ile tüm görüşmelerimi yapıyorum. Evdekine gerek kalmıyor”,der. Kız: “Eee benim de şirket hattım var. Ev telefonunu hiç kullanmam ki…”, der… Herkesin gözü bir anda evdeki hizmetçiye göner ve cevap bekleyen gözlerle onu süzerler. Hizmetçi: “Eeeee problem ne o zaman? Sanırım hepimiz iş telefonlarını kullanıyoruz”, der…
Resim
Osman adında bir adamın bir meyhanesi varmış. Osman meyhanesi saat 18 ile gece 24 e kadar çalıştırırmış. Osman bir gün meyhaneyi kapatıp evinin yolunu tutmuş. Evine geldiğinde yorgunluktan hemen yatmış. Aradan kısa bir sure sonra telefon çalmış. Osman bu saatde ne var diye hayıflanarak telefonu açmak için kalmış ve salonun yolunu tutmuş. Telefonu açmış karşısında bir sarhoş... -- meyhaneci meyhaneci meyhaneci saat kaçta açacaksın?... --Ya kardeşim yeni kapattım ne açması ya.... Kızgın bir şekilde yatmaya giden meyhaneci uyuduktan kısa bir sure sonra tekrar telefonla uyandırılır. Telefonu açar aynı sarhoş aynı muhabbet. Meyhaneci bu duruma çok bozulmuştur. Telefon bir kez daha çalar…  --Aloooooooo -ALOOO MEYHANECİİİ ! --Ne var ne arıyorsun? -Meyhanecii meyhanecii -- Neeeeee -Meyhneyii ne zaaman acacaıksınnn --Sana ne lan sana ne. Ne zaman açarsam açarım sana ne be.  -Meyhaneyii ne zaman açacaksınnn --Ulan açsamda seni içeriye almayacam arama artık. -Meyhanec...
Resim
Bir gün Hoca, yol üstü bir hana inmiş. Han Nuh Nebi'den kalma bir yer.. Her tarafı delik deşik; adeta çökmeye ramak kalmış. Hoca'nın yüreğine bir korkudur düşmüş ama, ne desin? Nihayet bir söz arasında: -  "Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor, beşik mübarek!" diyecek olmuş ama, hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak:  - "Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hakka tesbih çekiyor!" demiş. Hoca'nın közü küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek : - "Peki ama", demiş; "ya bu tavan boyle tesbih çeke çeke aşka gelip de secdeye kapanırsa, bizim halimiz nice olacak?"
Resim
Temel hastahanede komadadır. Yanında karısı Fadime vardır. Temel gözleri nemli sesi kısık bir şekilde karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar; -İlk işten kovulduğum zaman yanımdaydın İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğim zaman hastahanede hep yanımdaydın. Fadime takdir edilmenin mutluluğu ile tabi...... Temel Eşi Fadimeye tekrar döner ve der ki; -Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım ama çok geç oldu   Yahu sen ne uğursuz bir kadınsın :))))))))))))))))))
Resim
Polis yurt dışına kaçak insan taşıyan kamyonu durdurur. Polis Şoföre; -Ne var kamyonda diye sorar. Şoför; -Mal var der. Bunun üzerine kaçaklardan biri kafasını kamyondan çıkarır ve; -Kime mal diyorsun lan sen diye bağırır. Bunun üzerine polis; - Hani kamyonda mal vardı der Şoför; - E mal olmasa kafasını çıkarıp konuşur mu der :))))))))))))))) .
Resim
Üç arkadaş balığa çıkmışlar. Birincisi; -Bugün balığa çıkabilmek için karıma bir hafta içinde bütün evi boyayacağıma söz verdim. İkincisi; -O da bir şey mi. Ben bugün balığa çıkabilmek için bir hafta içinde bütün elekronik eşyaları yenileyeceğime dair söz verdim. Üçüncüsünden ses çıkmayınca sormuşlar; -EEE Sen ne söz verdin balığa çıkabilmek için? -Vallahi bir söz vermedim. Sabah kalkınca karıma Balığa mı çıkayım yoksa annemlere mi gideriz diye sordum...... Cevabı kesin ve netti. -Üstünü sıkı giyin üşütme. :))))))
Resim
Kızının hamile olduğunu öğrenen anne haykırır, -Kimden oldu bu söyle. Bunun üzerine kız telefon açar kısa bir süre sonra evin kapısının önüne bir Ferrari yanaşır , içinden yakışıklı uzun boylu bir delikanlı iner ve durumu anlatır; - Efendim ben konumum gereği kızınızla evlenemem. Ama çocuk kız doğarsa 5 milyon dolar , erkek doğarsa 10 milyon dolarlık hesap açıp size vereceğim. Tam o sırada kızın babası lafa girer; - Düşük yaparsa tekrar dene evladım :)))))))))))
Resim
Nasreddin Hoca’nın sürmeli mi sürmeli, şeker mi şeker bir kuzusu varmış. Eşi dostu, ölümlü dünya muhabbetiyle Hocayı kandırıp kuzuyu afiyetle yemeyi kafaya koymuşlar. Bir gün toplanıp Hoca’ya: – Hocam, demişler, yiyelim artık şu kuzuyu, yarın kı-yamet kopacak! Hoca gönülsüz isteksiz, biraz da çaresiz kuzuyu alıp arkadaşlarıyla ırmak kenanna gitmiş. Yüzmüşler, bozmuşlar, kuzu çevrilirken ırmakta serinlemeye bakmışlar. Onlar ırmakta serinleye dursun, bizim Hoca cümlesinin elbisesini bir güzel yakmış. Irmaktan çıkıp geldiklerinde bir de ne görsünler, giysilerin yerinde yeller esiyor… – Ne yaptın Hoca, diye feryada başlamışlar. – Üzülmeyin canım, demiş Hoca, siz söylediniz ya, yann kıyamet kopacak, giysiyi ne yapacaksınız!
Resim
Hoca yeni öğretmenliğe başlayacağı sınıf ile tanışma aşamasındadır. Hoca der ki; -Benim adın Aslan Aslanoğlu ama siz bana Aslanoğlu Aslan da diyebilirsiniz der. Bir daha ki derste hoca bir öğrencisine sorar. -Oğlum benim adım ne idi? Öğrenci; -Valla hocam bi hayvanoğlu hayvandı ama hangisiydi hatırlayamıyorum :)
Resim
Temel ile Dursun kamp yapmak için birlikte Afrika’ ya gitmişler. Uzun uzun uğraşmalarına rağmen çadırı bir türlü kuramamışlar. Hayvanların saldırabileceğini düşünerek en iyisi bu geceyi ağaçta yatarak geçirelim demişler. Dursun ağacın üst tarafına, Temel’ de alt tarafına yaşmış. Aradan bir süre geçmiş, Kızıldereliler ağacın üstündeki Temel ve Dursun’ u görünce sinirlenmişler.  Kararlaştırıp ağacın altındaki Temel’ i dövmüşler. Ertesi gün olmuş, Temel ve Dursun yine ağaçta yatmışlar. Bu sefer Temel dayaktan korktuğu için üstte yatmak istemiş. Gece olmuş, Kızıldereliler yine gelmişler. Bakmışlar bizimkiler hala gitmemiş, bunları tekrar dövelim demişler. Bir tanesi araya girmiş ve öneride bulunmuş : Dün alttakini dövdük, bu seferde üsttekini dövelim bari :)
Resim
Bir gün Hoca sallana sallana yolda yürürken, biri arkadan ensesine kuvvetli bir tokat atar. Hoca neredeyse yere düşecek. Hoca hiddetle, -Ne cüretle vuruyorsun! Genç adam, biraz ukala bir tavırla, kısaca özür diler. Küçük bir hata yaptığını, Hoca'yı bir arkadaşına benzettiğini söyler. Ayrıca, Hoca'nın küçük bir tepeyi dağ haline getirdiğini belirtir. Bunun üzerine, Hoca'yı mahkemeye gitmekten başka hiçbir şey tatmin etmez. Hoca ısrarlıdır ve genç adamın kabul etmekten başka çaresi yoktur. Kadıya giderler. Kadı her iki tarafı da dinler. Ancak kadı genç adamın arkadaşı olduğundan, onu müşkül durumdan kurtarmanın çaresine bakarken, Hoca'yı da yumuşatmaya çalışır. -Hoca, hislerini anlıyorum. Herkes aynı şeyleri hissederdi bu durumda. Şimdi ne dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul eder misin. Hoca bununla tatmin olmaz, ısrar eder mahkeme yapılsın der. Bunun üzerine kadı, genç adama 5 kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip kürsüden iner. Hoca, genç adamın...